Başta hediye, takı ve yatırım olmak üzere çeşitli amaçlarla kullanılan altınlar, piyasanın en yaygın unsurlarıdır.
Çok değerli olduğu için herkes tarafından erişilemediği için sahte altın niteliği taşıyan günlük takılar ve dekoratif objeler görmek mümkündür. Bu iyi niyetli girişimlerin yanında bir de sahte çeyrek, yarım ve tam altınlar vardır. Sahte altınlar maddi kayba sebep olabileceği için sahteliğini anlayabilmenin yollarını öğrenmekte fayda vardır.
Altın, aslında doğada serbest hâlde bulunan bir elementtir. Saf hâldeyken son derece yumuşak olduğu için kolayca şekillendirilebilir. Parlak ve sarı renkli bu element, ağır metalik özellikleri ile dikkat çeker. Asitlere karşı dayanıklı ve tepkimeye girmeyen bir metal olması ise altını asıl değerli kılan özelliklerdir. Havadan, sudan ve çevresel faktörlerden etkilenmeyen altının kararması ve paslanması mümkün değildir. Tüm bu üstün özellikler, altının insanlık tarihi boyunca en değerli madenlerden biri olmasına sebep olmuştur.
Piyasada dolaşan altın ise maden kadar saf değildir. Çünkü hem görsellik hem de dayanıklılık anlamında birtakım işlemlerden geçmesi gerekir. Şekillendirilen altınlar ise takı ve benzeri eşyalara dönüştürülür. Düğün, sünnet, doğum gibi özel günlerin de en klasik hediyelerindendir. Yaygın bir şekilde kullandığı için sahte altınlar da hızla yayılmıştır. Peki, sahte altın nasıl anlaşılır.
Sahte altını anlayabilmenin birden fazla yöntemi vardır. Bu yöntemlerden bazıları oldukça basittir. Bazıları ise altının kendine has yapısı ile alakalıdır. En sık karşılaşılan yöntem ise altını ısırmaktır. Fakat bu her zaman yeterli olmayabilir. Sahte altını tespit etmenin tüm yöntemlerini öğrenmekte fayda vardır.
Altın alırken bazı detaylara dikkat etmek, ileride oluşabilecek herhangi bir zarardan kaçınmanızı ve sahte altın dolandırıcılığına maruz kalmanızı önler. Altın alışverişlerinizde, çok basit birkaç detay ile kendinizi risklerden koruyabilirsiniz. Altın alırken dikkat edileceklerden bazıları şöyledir:
Sahte altınlar ile “çeyrek takma” geleneğinde daha sıklıkla karşılaşmak mümkündür. Özellikle düğünde takılan altınların bir kısmının sonradan sahte olduğunu öğrenmek, büyük bir hayal kırıklığı yaşatır. Bununla birlikte hediye olarak, takı şeklinde kullanmak için ya da yatırım amaçlı altın alımlarında da dikkatli olmalısınız. Alışveriş yapılan yer kurumsal bir kuyumcu olsa bile tedbiri elden bırakmamalısınız.
Damga yöntemi, sahte altın tespitinin en hızlı yöntemlerinden biridir. Altın ürünlerin herhangi bir noktasında, takıların ise genellikle iç kısımlarında birtakım semboller bulunur. Bu semboller markalara ait patent damgası, üretici sertifikası damgası ve ayar damgasından oluşur. Patentler her zaman damgalanmasa da ayar damgası her zaman zorunludur. Örneğin sahte altın bileziklerin iç kısımlarında herhangi bir sembole rastlanmaz. Bu detaya dikkat etmek basit bir önlem olabilir.
Seramik tabak yöntemi, sahtelik konusunda net cevap verebilen bir yöntemdir. Bu işlem için seramik bir tabağa ihtiyaç duyulduğu için anlık alışveriş sırasında yapılamayabilir ama sahip olduğunuz bir altını bu şekilde test edebilirsiniz. Yapılacak tek işlem altın ile seramik tabağa bir çizik atmaktır. Çiziğin rengi altın ile aynı tondaysa altın gerçektir, eğer siyahsa, altın sahtedir.
Maddelerin yoğunluk özellikleri, ağırlıklarını da doğrudan etkiler. Yani ölçüleri aynı fakat yoğunlukları farklı olan maddeler, birbirinden farklı ağırlıklara sahip olurlar. Bu bilimsel gerçeklik ışığında, altının yoğunluğundan faydalanarak sahtelik testi yapabilmek mümkündür.
Test yöntemlerinden biri, fiziksel boyutları elde bulunan altın ile aynı olan başka bir metalin ağırlığını ölçmektir. Altından da yoğun olan çok fazla metal olmadığı için muhtemelen diğer metal daha hafifi olur. Bu işlemi bir hassas terazi ile yapabilmek mümkündür.
Bir diğer test yönteminde ise üzerinde mililitre göstergesi olan bir kap ya da şişeye ihtiyaç vardır. Önce altının ağırlığı ölçülür, ardından belirli bir noktaya kadar su doldurulan kaba ya da şişeye atılır. Suyun kaç mililitre yükseldiği gözlemlenir. Ardından altının ağırlığı, suyun yükselen mililitresine bölünür. Örneğin 36 gramlık bir altın suyu 2 mililitre yükselttiyse, 36/2 işlemi yapılır.
Bu noktada farklı altın tiplerinin farklı özgül kütlelere sahip olacağı da unutulmamalıdır. Örneğin 22 ayar altının özgül kütlesi yaklaşık 17,7 g/ml iken 24 ayar altın için bu rakam yaklaşık 19,3 g/ml şeklindedir. Yani altının gramı, suyun yükselen mililitresine bölündüğünde, bu rakamların elde edilmesi gerekir. Aksi hâlde altın sahtedir.
En çok kullanılan yöntemlerden biri mıknatıs yöntemidir. Çünkü hem hızlıdır hem de altına zarar vermez. Manyetik bir maden olmayan altın, mıknatıs tarafından çekilemez ya da itilemez. Yani bir mıknatısı altından yapılmış bir ürüne yaklaştırıldığında herhangi bir etkileşim gerçekleşmez. Örneğin bir sahte altın kolyeye mıknatıs yaklaştırıldığında, bu sahte kolye mıknatısa yapışır.
Ses yöntemi de sıklıkla kullanılır fakat bu yöntem ile sahte altın tespiti için daha önce hem sahte hem gerçek altının sesini duymuş olmak önemlidir. Sert bir zemine atıldığında sahte altın ince ve cılız bir ses çıkarırken gerçek altın daha tok ve kalın bir ses çıkartır. Kulağı güçlü kişiler tarafından rahatlıkla uygulanır. Fakat üzeri taşlı ürünler için yapılması önerilmez.
Dizilerde ve filmlerde sıklıkla karşılaşılan altın ısırma eylemi, gerçek hayatta da işe yarayan bir sahtelik testidir. Yumuşak bir maden olan altın, güçlü dişler karşısında formunu koruyamaz. Ortalama bir ısırma sonucunda altının üzerinde diş izi oluşur. Eğer iz oluşmuyorsa ısırılan nesne altından daha sert bir metal olabilir. Bu yöntem altın üzerinde bir tahribat yarattığı için kuyumcular tarafından önerilmez ve kullanılmaz.
Yorum Yazın
Konuyla ilgili sormak ya da eklemek istedikleriniz için yorum bırakabilirsiniz.